Motiflex Light Logo

Reklam Alanı

728 × 90

Stranger Things 5. Sezon 1. Kısım İncelemesi: Hawkins Karantinada, Savaş Resmen Başlıyor

Stranger Things 5. Sezon 1. Kısım İncelemesi: Hawkins Karantinada, Savaş Resmen Başlıyor

Stranger Things, üç buçuk yıllık aradan sonra 5. sezonun ilk kısmıyla geri dönüyor ve artık tek bir savaşı değil, düpedüz kıyameti durdurmaya çalışan bir hikâyeye dönüşüyor. Dördüncü sezonun yıkıcı finalinden yaklaşık iki yıl sonrasına sıçrayan sezon, hem karakterlerin büyümüş hâline uyum sağlıyor hem de seriyi şimdiye kadarki en büyük ölçeğine taşıyor.

Hawkins artık tam anlamıyla askeri karantina altında; kasaba, devletin kontrolündeki bir felaket bölgesine dönüşmüş durumda. “Ücretsiz ama çok havalı (!) zorunlu sağlık kontrolleri” gibi detaylar, dizinin kara mizahını koruduğunu gösteriyor. Eleven kaçak, Vecna ortadan kaybolmuş gibi görünüyor ve dünya yavaş yavaş Lovecraftvari bir kabusa sürüklenirken, grup ilk kez “savaşı kazanma” niyetiyle yeniden birleşmek zorunda kalıyor.

Stranger Things’in imza tonunun geri döndüğü hemen hissediliyor: karanlık mizah, 80’ler nostaljisi, travmanın şiirselliği ve zor yoldan kazanılmış dayanıklılık hâlâ merkezde. Dizi, fan servise ve eski sezonlara yapılan göndermelere zaman zaman fazla yükleniyor ama bu durum, kendini aşırı öven bir noktaya varmadan dengede tutuluyor. Özellikle ana ekip içindeki dinamikler, karakterlerin artık ergen değil genç yetişkin olmalarını hissettirecek şekilde yeniden kurulmuş.

Oyunculuk tarafında dikkat çeken isimlerin başında Caleb McLaughlin geliyor. Lucas, bu sezonda tam anlamıyla “lead” gibi yazılmış; hem duygusal sahnelerde hem aksiyon anlarında hikâyeyi taşıyan isimlerden biri hâline geliyor. Max’in hâlâ yaşam ve ölüm arasındaki belirsiz konumu, duygusal yükü diri tutan ana damar olarak öne çıkıyor. Yeni gelen Nell Fisher’ın canlandırdığı Holly ise “Alice Harikalar Diyarında”yı çağrıştıran, tuhaf ve görsel olarak çok ilgi çekici bir yan hikâyeyle dizinin dilini tazeleyen bir karakter.

Canavar cephesinde işler biraz daha tartışmalı. Demogorgon ve benzeri yaratıklar, artık görsel olarak çok pürüzsüz ve CG ağırlıklı bir hâle geldiğinden, ilk sezonlardaki “ıslak, tekinsiz” hissi biraz kayboluyor; bir noktadan sonra yaratık tarafında bir tür yorgunluk oluşabiliyor. Buna karşılık Vecna’nın, Jamie Campbell Bower’ın hâlâ aşırı teatral ve tedirgin edici performansıyla iyice öne çıkması, sezonun korku yönünü ayakta tutuyor ve asıl tehdidin hâlâ çok insani bir kötülüğe dayandığını hatırlatıyor.

Sezonun yapısında, artık yıldız statüsüne ulaşmış oyuncu kadrosunun yoğun takvimlerinin etkisi hissediliyor; hikâye kollara ayrılıyor, bazı karakterler uzun süre ayrı çizgilerde dolaşıyor ve bu da zaman zaman “film yerine dizi çekiyoruz, herkesin takvimine göre sahne planlıyoruz” hissi yaratıyor. Buna rağmen Stranger Things, ne anlatmak istediğini bilen bir dizi olmayı sürdürüyor: gençliğin bitişine, travmayla yaşama ve büyümenin hem korkutucu hem de heyecan verici oluşuna odaklanan bir final yolculuğu.

Sonuç olarak 5. sezon 1. kısım, devasa ölçekli aksiyonu, hâlâ eğlenceli kalabilen tonu ve karakter merkezli anlatısıyla final sezonu için umut veren bir giriş. Tüm soruları cevaplamıyor ama savaşın tonunu net bir şekilde belirliyor: Bu kez Hawkins sadece hayatta kalmaya değil, kaderini kendi elleriyle yazmaya çalışıyor.

Bu Haberi Paylaş

Haberi arkadaşlarınla paylaş ve daha fazla kişinin haberdar olmasını sağla

Reklam Alanı

728 × 90

Benzer Haberler

Reklam Alanı

728 × 90