Cynthia Erivo’dan Tarihi Golden Globe Adaylığı: ‘Wicked’ Yolculuğu Vedadan Çok ‘Görüşürüz’ Gibi

Bazen bir rol, kariyerindeki bir dönemden fazlası olur; hayatının tarihine kazınır. Cynthia Erivo için Elphaba tam olarak öyle bir karakter… Ne bu adaylık ilk, ne de bu yolculuk gerçekten bir veda.
Britanyalı oyuncu ve şarkıcı Cynthia Erivo, kariyerinde önemli bir kilometre taşına daha imza attı. Jon M. Chu imzalı Wicked uyarlamasında Elphaba Thropp’u canlandıran Erivo, bu rolle bir kez daha Golden Globe adayı oldu ve toplam adaylık sayısını beşe çıkardı.
Üstelik bu adaylık, sıradan bir tekrar değil; Erivo ve rol arkadaşı Ariana Grande, aynı rolle arka arkaya iki yıl Altın Küre’ye aday gösterilme gibi ender görülen bir başarıya ortak imza atmış durumda. İlk adaylık, filmin 2024’te vizyona giren ilk bölümündendi; bu yılki adaylık ise devam filmi “Wicked: For Good” sayesinde geldi.
Erivo, adaylık haberini Londra’da, tek kişilik Dracula uyarlamasının provaları sırasında alıyor. Sahne üzerinde 23 farklı karaktere hayat vermeye hazırlanan oyuncu, bu sürprizi “güzel bir armağan” olarak tanımlıyor ve bu süreci kelimelere dökmenin kolay olmadığını söylüyor. Onun ifadesiyle, Wicked serüveni “başlangıcından bu ana kadar hiçbir şeye benzemeyen, tam anlamıyla fırtınalı ama büyüleyici bir yolculuk”.
Golden Globe adaylığı, Erivo için sadece kişisel bir başarı değil; aynı zamanda önemli bir temsil anlamı taşıyor. Bu yılki adaylıkla birlikte oyuncu, kendi kategorisinde iki kez aday gösterilen ilk siyah kadın olarak tarihe geçti. Bu bilgi kendisine iletildiğinde Erivo’nun tepkisi gülmek ve şaşkınlık olmuş; yaşadığı hisleri “gerçeküstü, harika ve tarifsiz derecede kıymetli” sözleriyle özetliyor.
Erivo, bu başarının sadece kendisine ait olmadığını özellikle vurguluyor. Yönetmen Jon M. Chu, yapımcı Marc Platt, partneri Ariana Grande ve tüm ekipten “bu dünyanın her ayrıntısına kalbini koyan insanlar” olarak bahsediyor. Ona göre iki film boyunca elde edilen adaylıklar, Wicked setinde kurulan kolektif emeğin bir yansıması.

Wicked dünyası, ekip için uzun soluklu bir maraton olmuş durumda. Çekimler, ilk film ve ikinci film back-to-back olacak şekilde planlandı. Yaklaşık 160 gün süren yoğun çekim takvimi, grev nedeniyle son 10 gün kala durmak zorunda kaldı ve 2024’ün başında tamamlandı. Sonrasında gelen global basın turu, önce Wicked’ın ilk filmi, ardından Wicked: For Good derken ekibi yıllarca aynı evrende tutmaya devam etti.
Erivo, tüm bu sürecin sonunda duygularının karışık olduğunu saklamıyor. Bir yanıyla bu dünyanın içinde yaşamaya alıştığını söylüyor; diğer yanıyla da artık hikâyeyi seyirciye “tamamen teslim etmenin” zamanı geldiğine inanıyor:
Bu dünyayı bırakmak zor ama doğru zamanda ayrılıyormuşuz gibi hissediyorum. Hikâye artık bizim değil, izleyenlerin olacak.
Onun için Wicked deneyimi hayatından silinecek bir dönem değil, kariyerinin geri kalanında taşıyacağı bir parça. Ekip arkadaşlarıyla kurduğu bağın da film bittikten sonra kopmayacağını, “bu yolculukta tanıştığı herkesle irtibatının süreceğini” özellikle vurguluyor. Bu yüzden Erivo, sürece dair duygusunu şöyle özetliyor:
“Bu bir elveda gibi değil… Daha çok ‘sonra görüşürüz’ gibi.”
Wicked evreni, sadece oyunculuk adaylıklarıyla gündemde değil; müzik tarafında da ödül sezonunun önemli parçalarından. Erivo’nun seslendirdiği “No Place Like Home”, Altın Küre’de En İyi Orijinal Şarkı kategorisinde aday gösterildi. Aynı kategoride, Ariana Grande’nin söylediği “The Girl in the Bubble” da yer alıyor.
Sahne müzikaline sadık kalınan filmde yeni şarkı ekleme konusunda oldukça seçici davranıldı. Besteci ve söz yazarı Stephen Schwartz ile ekip, yalnızca hikâyeye gerçekten hizmet eden anlarda yeni parçalar yazmayı tercih etti. Erivo’ya göre hem kendi şarkısı hem de Grande’nin şarkısı, karakterlerin iç dünyasını derinleştiren, hikâyeyi genişleten dokunuşlar:
Bu şarkılar sadece güzel melodiler değil; Elphaba’nın ve Glinda’nın yaşadığı dönüşümün, kırılmaların ve duygusal yolculuğun bir yansıması.

Erivo, Elphaba’yla kurduğu bağdan bahsederken, karakterin tek boyutlu bir “güçlü kadın” figüründen çok daha fazlası olduğunu hatırlatıyor. Ona göre Elphaba:
- Sevinç, yas, öfke, suçluluk ve yalnızlığı aynı anda taşıyan,
- İkinci filmle birlikte kırılganlığı daha görünür hâle gelen,
- Yanlış anlaşılan bir yürek.
Özellikle “No Good Deed” sahnesi için, izleyicilerin bu anı çoğu zaman “saf güç ve özgüven patlaması” olarak okuduğunu; halbuki bu sahnenin altında büyük bir kayıp, teslimiyet, acı ve şüphe olduğunu söylüyor.
Elphaba sayesinde “tek bir karakter içinde insan ruhunun ne kadar geniş bir skalada anlatılabileceğini” deneyimlediğini söyleyen Erivo, fiziksel ve duygusal açıdan sınırlarını zorlayan bu yolculukla gurur duyduğunu ekliyor.
Bu Haberi Paylaş
Haberi arkadaşlarınla paylaş ve daha fazla kişinin haberdar olmasını sağla
Reklam Alanı
728 × 90
Benzer Haberler

11 Aralık 2025
28 Years Later 3 Resmen Yolda: Cillian Murphy’nin Jim Olarak Dönüşü Gündemde

8 Aralık 2025
Yan Yana 4. Haftasında da Zirvede: 1,8 Milyonu Aşan Seyirciyle Gişede Fark Yaratıyor

8 Aralık 2025
Yüzüklerin Efendisi Yeniden Sinemalarda: Yüzük Kardeşliği 25. Yılında 2026’da Vizyona Dönüyor

8 Aralık 2025
Giray Altınok ve Kerem Özdoğan’lı D.I.S.C.O. Filminden İlk Fragman Yayında: Ajan Komedisi 1 Ocak’ta Vizyonda

8 Aralık 2025
Austin Butler’ın Gişede Çakılan Filmi, Yayın Platformlarında Dünya Çapında Zirveye Yerleşti

6 Aralık 2025
Kill Bill: The Whole Bloody Affair İncelemesi – Tarantino’nun En Saf, En Kanlı Rüyası
Reklam Alanı
728 × 90